Küçük kız Dara henüz 12 yaşındayken, savaş patlak verir. Mihver devletlerinin Kozara Taarruzu’ndan sonra yerel Sırp halkının büyük bir bölümü toplama kamplarına gönderilir. Bu sırada Dara, annesi ve abisinden ayrılmak zorunda kalır. Dara’nın babasının nerede olduğuna dair hiçbir fikri yoktur. Dara ve küçük erkek kardeşi, bütün hızıyla devam eden, insanların saniyeler içerisinde akın akın öldüğü bir savaşın ortasında kimsesiz kalır. Dara, annesi ve abisi ile görüştüğünde, her ikisinin de ölümüne şahit olur. Bu trajik gerçeğin de verdiği ağırlıkla daha çok sarsılan Dara, ne pahasına olursa olsun küçük erkek kardeşini korumayı kendisine amaç edinir.