Sandy, İngiltere’de kendi halinde ve kendi hayalleri ile yaşayan genç ve oldukça da saf bir genç kadındır. Ancak Sandy’nin en büyük isteği dünya çapında yanınmış ve yetenekli bir modacı olabilmektir. Sandy özellikle de geçmişteki kadın modacılar ve arkalarında bıraktıkları meşaleyi taşımak istemektedir. Ama Sandy hayranı olduğu bu modacıların ya da kadın efsanelerin gerçek hayattaki hallerini ya da bu zirveye ulaşmak için verdikleri mücadeleleri bilmemektedir. Bu yüzden de Sandy bir mucize eseri geçmişe özellikle de 1960’lı zamanlara gittiğinde her şeyin toz pembe olacağını sansa da kısa süre içinde hayatın bunun tam tersi olduğunu hiç istemese bile bizzat görecek ve hatta bunları yaşayacaktır.