Müzik tarihinin en büyük isimlerinden biri olan Josef, 1764 yılında Venedik'te hayalleriyle baş başa bir hayat sürmektedir. Kendi adına şarkılar besteleyip, dünyanın en büyük operalarında yer almak isteyen Josef, özgür ruhlu bir müzisyen olarak kendisini ifade etmektedir. Hayallerinin peşinden gitmek için mücadele ederken, bir zengin kadın sayesinde kemancı olarak iş bulur. Ancak, belirsiz bir geçmişe sahip markizin şehvet düşkünü bir aşığı olduğu gerçeği ortaya çıktığında, Josef'in hayatı tamamen değişir. Kendisini hayatın keyfini çıkaran, herhangi bir dini hoşgörüsüzlüğü reddeden bir yaşam tarzına adapte eder. Ancak, hayatındaki bu karmaşadan sıyrılmayı başarır ve Avrupa'nın en büyük tiyatrosu olan San Carlo için bir opera besteleme şansını yakalar.